Mehmet Acet
Şu iki paragrafı arka arkaya okuduğunuzda, ikisi arasındaki 7 farkı bulabilecek misiniz bakalım…
“Sen genel başkan oldun. Aday olacak mısın? CHP’nin genel başkanı, doğal cumhurbaşkanı adayıdır. Kaçamaz. Yok böyle bir şansı. Yani, partiyi ben yöneteyim, ülkeyi başkası yönetsin. O zaman koltukta neden oturacaksın ki? Neden oturacaksın?”
“Sayın genel başkanım hep söylediniz. Parti başkanından cumhurbaşkanı olmaz. Parti üyesi cumhurbaşkanı olmaz. Bunu hep söylediniz. Ben de bu görüşünüze hep katıldım. 24 Haziran’da Allah’ın izni milletin isteğiyle cumhurbaşkanı olacağım.”
Beyanatların ikisinin de sahibi aynı kişi.
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce...
Muharrem Bey, CHP’nin genel başkanlığı için Kemal Kılıçdaroğlu ile kurultay yarışına girdiğinde ilk paragraftaki cümleleri sarf ediyor.
“CHP’nin Genel Başkanı doğal cumhurbaşkanı adayıdır, kaçamaz” diyor.
İkinci açıklamanın ne zamana ait olduğunu tahmin etmiş olmalısınız.
Aynı güçlü ses tonuyla, aynı hararetle, Kılıçdaroğlu’nun “Gel bakalım buraya” diyerek cumhurbaşkanlığı adaylığını anons ettiği gün söylendi o laflar.
Yine Muharrem İnce tarafından.
“Ben de bu görüşünüze hep katıldım” dememiş olsaydı, iki görüş arasındaki zıtlık açısını 180 dereceye kadar çıkarmak mümkün olmayabilirdi belki.
Ama öyle işte.
İsterseniz ben aradan çekileyim, aynı sözleri birkaç defa daha okuyup kararı kendiniz verin.
“Gariban, dürüst, ilkeli, dobra dobra, sözünün eri” gibi kalıplara kendisini sokuşturarak seçmenin karşısına çıkma çabası içinde olmak, her cumhurbaşkanı adayının rüyalarını süslese de, bu tür çelişkiler ortaya çıktığında ortaya kocaman bir ‘inandırıcılık’ sorunu çıkıveriyor.
Neyse bunu geçelim.
UFUKTA İNCE/AKŞENER KAVGASI GÖRÜLÜYOR
Bugün esas daha çok, cumhurbaşkanlığı seçimlerini ikinci tura taşıyarak Erdoğan’ın rakibi olma iddiasını dillendiren iki aday, Muharrem İnce ve Meral Akşener arasında ciddi anlamda tırmanma emareleri gösteren gerilimden söz etmek istiyorum.
Gerilimin çıkış noktası, Muharrem İnce’nin parlamenter sisteme dönüş için 2 yıllık bir ‘restorasyon sürecinden’ söz etmiş olması.
Bu, Millet İttifakı’nı oluşturan paydaşlar arasında, ama özellikle İyi Parti’de ciddi bir rahatsızlık uyandırdı.
Bu rahatsızlık aleni bir şekilde kamuoyu önüne de taşınmış oldu.
İyi Parti’nin Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Aytun Çıray tarafından.
Şu ifadeler Çıray’ın kendisine ait:
“Sayın Genel Başkan Akşener gördü ki; bu seçim kampanyası sanki olağan bir seçime gidiliyormuş gibi, sanki parlamento seçimiymiş gibi, başbakan seçilecekmiş gibi, sanki uzun süreli icraat hükümeti çıkacakmış gibi bir kampanyaya dönüştü. Yani prensip zemininden kaydı.”
Bu durumda, birkaç gün önce Akşener’in Kılıçdaroğlu ile buluşmasının da ‘İttifak ruhu bozuluyor’ gündemli bir görüşme niteliğine dönüştüğünü düşünebiliriz.
ASIL MESELE HAVUZDAKİ ORTAK OYLAR
Tabii, asıl mesele daha da başka.
Sanki Akşener cephesinde İnce’nin aday olarak çıkmasıyla daha başka bir oyun planı bozulmuş gibi oldu.
Şöyle ki:
Akşener, İnce aday olmadan önce CHP tabanında ciddi bir sempati halesi oluşturmuştu.
Anketlerde, yaklaşık yüzde 5’lik bir seçmen kitlesinin CHP’nin güvenli limanından ayrılıp, İyi Parti’ye yöneldiği görülüyordu.
Özellikle ulusalcı CHP’liler Akşener’i “İşte özlenen aday” coşkusuyla karşılamaya başlamıştı.
Ancak, İnce’nin aday olmasıyla bu oylar eski adresine geri yönelmeye başladı.
Çünkü bu iki isim de aynı tip söylemlerle, ancak aynı havuzdaki bir seçmen kitlesine hitap ediyordu.
Kabaca yüzde 35’lik bir kitleden söz ediyorum.
Yani, İnce ve Akşener, bu yüzde 35 içinden alabilecekleri kadar oy alıp ikinci olma hesapları yapıyordu.
Bu mantık üzerinden gittiğimizde İnce ve Akşener’in aslında birbirleriyle yarıştıkları gibi bir sonuca ulaşıyoruz.
Soru şu:
Seçimlere 17 gün kala, bu gerilim ne kadar taşınabilir?
Tam da millet nihai kararını vermek üzereyken çanak çömlek patlarsa, o zaman sahi ne olur sizce?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020